ilk 6 ay emzirmenin, besleme, gelişim sağlama, bağışıklık sistemi güçlendirme gibi faydalarının yanı sıra, bebeğinizin ruhsal gelişimi üzerinde de etkileri de olduğunu biliyor musunuz?
İlk 6 ay emzirmenin bebeğin ruhsal gelişimine etkilerini Uzman Psikolog Özge Öner Özcan bizler için anlattı.
İngiliz Psikolog John Bowly’e göre temeli bebeklikte atılan, anne ile kurulan ilişki modelleri, bebeğin tüm yaşamına damgasını vuracak nitelikte süregelen bağlanma davranışları oluşturmaktadır. Bu da ileride başkalarıyla kurulan yakın ilişkilerde kendisini gösterecektir. Bebeklik döneminde bağlanma aşamalar halinde gözlenmektedir. Yeni doğanda ise meme arama, başı döndürme, emme, yutma, parmak emme, yakalama, anneye yönelme, beslenme saatlerini sezinleme ve hazırlanma şeklinde kendisini gösterir. Örneğin bebek, 2. Aydan itibaren bakım vericisine yönelmeye başlamaktadır. Bebek bu dönemden itibaren bakım verene gülümsemekte, uzun süreli göz ilişkisi kurmakta ve diğer insanlara göre ona daha fazla ses çıkartmaktadır.
Temelleri ilk yılda atılan psikolojik gelişim tüm yaşam boyu sürer. Mini gurmeniz dünyaya geldiği andan itibaren sanıldığı gibi pasif değildir. Yeni doğan bebekler duyar, görür, tat alır, koklar, dokunmayı hisseder ve her an öğrenir. Emme refleksi ile dünyaya gelen bebeklerin haz bölgesi ağız, dil ve ağız boşluğudur. Bu sebeple 0-6 Ay arası beslenmenin bebeğinizin ruhsal gelişimi üzerindeki önemi büyüktür. Diyeceksiniz ki o daha minicik bir yeni doğan nasıl olurda bir ruhsallığa sahip olur? Oysaki bebek doğduğu ilk andan itibaren anne memesi sayesinde dış dünya ile tanışır. Böylece anne ve bebek arasında özel bir bağ kurulur ve anne kendi ruhsallığını bebek ile paylaşır. Bu özel bağ sayesinde bebeğin ruhsallığı oluşmaya başlar. Bebek de anneye duyduğu her geçen gün artan güvenle ona bağlanmaya başlar
Bu dönemde bebeğinizin beslenmesi ile ilgili dikkat etmeniz gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bunlardan birincisi bebeğinizi kendi saatli düzeninize göre değil, onun ihtiyacı olduğu zamanlarda beslemelisiniz. Bebekler ihtiyaçlarını ağlayarak belirtir. Bebeğe asıl bakan kişi (bu anne ya da bir başkası olabilir) onun ağlama biçiminden ne istediğini anlayıp bebeğin ihtiyacını sevecenlikle yerine getirirse, bebeğinizde “Ben bakılmaya değerim, benim ihtiyaçlarım önemli” duygusu gelişecektir. Buna karşın, bebeğinizin ağlamalarına kimse gelmezse, ya da her seferinde farklı kişi gelir ve farklı şekilde (biri sevecenken diğeri aceleci, sessiz, asık suratlı,vb.) bakım verirse, bebeğiniz değerli olup olmadığına karar veremez ve çevresine güven duyamaz. Bazı çocuklar, öfkesini daha ileriki yaşlarda beslenmeyi reddederek, ya da çeşitli beslenme sorunlarıyla ortaya çıkarır. Kendisine bakan kişiye güven duymuş olan bebek ise, biraz bekletilse de sonunda sıkıntısının giderileceğini bilir, annesinin bir süre gözden uzaklaşmasına dayanabilir.
İkinci önemli nokta; bebeğiniz dünyaya geldikten sonraki ilk 6 ay içinde, sizinle iletişim kurmayı ve sizi oyuna teşvik etmeyi öğrenir. Bu iletişim emme yoluyla başlar, beslenme sırasında bebeğinizle göz teması ve onunla konuşma ile devam eder. Eğer bebeğiniz gülümsediğinde siz de ona gülümser, bebeğinizin seslerini taklit ederek onunla konuşur ve oynarsanız, bebeğiniz de size cevap verme isteği duyacaktır. Böylece bebeğinizin ilk sosyal ilişki kurma becerisini geliştirmeye başlamış olacaksınız.
Üçüncü önemli nokta, anne sütünüz yetersiz ya da hiç yok ve mini gurmenizi mama ile beslemek zorunda iseniz, ‘yeterince iyi annelik’ yapamadığınız duygusuna kapılmayın. Çünkü bebeğiniz bunu hissedecek ve bu olumsuz duygu onun ruhsal durumuna yansıyacaktır. Bu nedenle bebeğinizin temel ihtiyaçlarından biri olan kucağa alınmak, sarılmak ve okşamaktan kaçınmayın. Anne olarak kapsayıcılığınızın bebeğinizin ruhsal gelişimine olan katkısını unutmayın.
Bazen bebekler sebepsiz yere ağlar. Bu zamanlarda kucaklayın onları. Öpün. Onu şımartmaktan korkmayın, çünkü bebekler şımarmaz….
1 Yorum